ŞİRİNCE'DE..

21 Kişi olarak planlanan Selçuk-Şirince gezisi, son anda mazaretleri dolayısıyla katılamayanlar nedeniyle, 16 kişi olarak gerçekleştirildi. Kuşadası çıkışında, buluşma noktamızdan 10:00'da Selçuk'a doğru yola çıktık. 

Yerleşik nüfusunun önemli bir bölümü muhacir-mübadil olan ve bu insanların geçmişten  kalan fotoğrafları, anıları ve çeşitli eşyalarının sergilendiği SELÇUK KENT BELLEĞİ ilk durağımız idi. Restore edilerek, üç katlı sergi ve kültürel etkinlik mekanı olarak düzenlenmiş bu taş bina, önceleri tütün deposu ve bir süre  Tekel deposu olarak kullanılmıştı. 

Covid-19 Salgını dolayısıyla, karantina süreci yaşayan, Selçuk Kültür Md. servisi çalışanlarından, tanışımız Tolga Mert, bize verdiği Selçuk Kent Belleği'nin kısa sunum-bilgilendirme sözünü maalesef yerine getiremedi. Tüm çalışanlara, bu arada Tolga'ya sağlık sıhhat diliyoruz.. 

Kent Belleği'ni kendi bilgi-görgümüz ile gezdik. Zorlanmadık da. Kendileri Selçuk doğumlu olan Gezi Kümesi'nden üyemiz Feruzan Öge ve dernek saymanımız Ergun Candan duvarları süsleyen fotoğraflardaki tanıdıklarının, akrabalarının yüzlerine;  bağışladıkları sergilenen eşyalarına aşinaydılar.. Geçmiş günlerin Ayasuluk, Akıncılar ya da bu günün Selçuk yaşamından doyurucu bilgilerini bizlere aktardılar..Tütün üretimine dayalı geçmişin-geçim düzenini yansıtan eşyalarla döşeli müzede, ayrıca  kentin muhacir-mübadil-göçmen nüfusunun, önemli şahsiyetlerinin fotoğrafları ve anıları ile eşyaları sergilenmekteydi.. 


Selçuk Belediyesi eliyle halka açık tutulan mekanda, düzenlemeye ilişkin şahsen benim sadece "aydınlatmadaki yetersizlik" yönünde küçük bir eleştirim olabilir..

Saat 11.30'da Şirince'ye doğru yola koyulduk. Bakımlı, zeytinliklerin; bahçelerin, asfalt boyunca dizeli kır lokantalarının arasından geçtik.  Dido Sotiriou'nun roman kahramanı Manolis Aksiyotis'in, bir zamanlar herhalde köyünden Menderes Ovası'na inip-döndükleri, şimdilerin dar ama bakımlı ve asfalt eski yol güzergahtan tepeleri tırmanarak (Kırkınca-Çinkince ya da) Şirince'ye vardık. 

21 Ekim'de puslu ama güzel bir günde, köy ve çarşısı olduğu gibi hazır, canlı ve kıpır kıpırdı. Ziyaretçilerini bekleyişe geçmişti. Karşı yamaçlarde, tepelerde yeşilin açık koyu tonlarıyla sıvanmış ağaçlarla, bitki örtüsü Şirince'ye henüz sonbaharın inmediğini gösteriyordu. 

Güzel Şirince evlerinin dayandığı yamaçtan doğuya, kuzeye uzanan yeşillikler Manolis Aksiyotis'in güncesinin ilk sayfalarında Çirkince'yi anlatırken kullandığı tümceleri anımsatır gibiydi: "
yeryüzünde bir cennet varsa eğer, bizim köyümüzden başka bir yer değildir..
" ..

Araçlarımızı köyün değişik noktalarında park edip,  birlikte kahvaltı-yemek ve sohbet edeceğimiz, köye yine yamaçtan bakan, eskinin Vaftiz Kilise'si yolundaki "Ayşe'nin Mekanı"na doğru seyirttik.. 

Çaylarımızın ardından, , arda arda biteviye gelen çeşit çeşit yiyeceklerin süslediği tabaklarla masalarımız donatıldı Bu renk ve çeşitlilik ile Şirince'yi kucaklayan, tepelere doğru  süzülüp giden yeşilliklerin coşkusu birbirine karışmış gibiydi.

ŞİRİNCE - Foto: Hayri Gürgün


ŞİRİNCE'DE.. ŞİRİNCE'DE.. Reviewed by Mübadele Kusadasi on 18:14 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.