BİR GÜNDE İKİ BULUŞMA

 BİR GÜNDE İKİ BULUŞMA


Hüseyin YILMAZ- (16.10.2011 Tarihli yazım)

                  Okuduğumda en çok etkisinde kaldığım kitaplardan birisi olan ‘’Mübadiller’’in yazarı Yılmaz Gürbüz ile ne zamandır buluşmayı ve sohbet etmeyi istiyorduk.İstiyorduk diyorum;çünkü,söz konusu eseri benden alıp okuyan dostum Kazım bey  de bu romandan çok etkilendiğini,yazarı ile muhakkak tanışmak istediğini söylüyordu.Halen İzmir ‘de yaşayan yazarımızdan randevu almak üzere telefon edince,avukatlık yapan ve  baktığı davalar nedeniyle bugünlerde Kuşadası’ndaki yazlık evinde olduğunu ve kendisini burada ziyaret edebileceğimizi öğrenince çok sevindik.Hasta olarak doktorumuz ayağımıza gelmişti,Bu durumu en iyi şekilde değerlendirecek ve Yılmaz Gürbüz ile daha uzun süre sohbet etme imkanımız olacaktı.

                  Yazarımız ile neler konuşuruz kendisine ‘’Mübadiller’’romanı hakkında neler sorabiliriz diye düşünürken Davutlarda Giritliler Dernek Başkanı Yunus Çengel’i de bu buluşmaya davet etmek istedim.Telefon ederek, Giritliler Şenliğinde kitap standında sergilediğim Akın Üner’in‘’Çalı Harmanı’’ romanından kendisinde kalan bir kitabı Yılmaz Gürbüz’e takdim etmek üzere getirmesini de hatırlattım.Ancak ne tesadüf ki Yunus beyin de bugün özel bir misafiri olduğunu İstanbul Lozan Mübadilleri Derneğinden Tanas Cimbis’in Davutlar’a geleceğini ve kendisi ile bir toplantı yapacaklarını öğrenince rotamızı Davutlara çevirmiş olduk.Önce Davutlara  giderek sanal ortamda da arkadaş olduğumuz mübadil dostu Tanas bey ile tanışacak ve daha sonra da yazarımız Yılmaz Gürbüz’ü ziyaret edecektik.Ama bu buluşmalara Kuşadası Selanik Mübadilleri ve Balkan Göçmenleri Dernek Başkanı Ahmet Altunsoy ile artık emekli olan ve Kuşadası’na yerleşen İzmir Lozan Mübadele Derneğinden Dr.Taner Yapıcı’nın da katılmalarının derneklerimiz arasındaki işbirliği ve paylaşıma katkı olacağını düşünerek kendilerini ayrı ayrı davet ettim.Bizler  Mursallılı arkadaşım Kazım Özer, Kardeşi Fikret bey  ve ‘’Mübadiller’’romanını büyük bir heyecanla en son okuyan ,yazarı ile ben de tanışmak istiyorum diyen eşim olmak üzere yola çıktık.Davutlara vardığımızda bir kahvede toplanan Davutlar Giritliler Dernek üyeleri ve misafirimiz Tanas Cimbis ,Mavro lakaplı Hüseyin Yıldız’ın Giritlice manilerini dinliyorlardı.Kuşadası ve Aydın ekibi olarak bizler de aralarına katılınca ortam birden sıcak bir dostluk havasına dönüştü..Manileri dinlemeye devam ettik ,fotoğraflar çekindik ve 1 saate yakın sohbet ettik.Özellikle uzaklardan gelen ve internet ortamında arkadaşımız olan Mübadil dostu Tanas Cimbis ile yüz yüze   tanışmak ve görüşmek hepimizi mutlu etti.

                   Bugünkü ikinci ziyaret yerimizi bulmak hiç de zor olmadı.Yazlık evinde bizi yazarımız Av.Yılmaz Gürbüz ve değerli eşi Ülker hanım karşıladı.Yılmaz beyi 2007 yılında  İzmir’de Mübadele derneğinde tanımıştım.Dr.Taner bey ile de söz konusu bu dernek toplantılarından tanışıyorlardı.Diğer konuklar Kuşadası Mübadele Dernek Başkanı Ahmet Altunsoy ,Kazım bey ,Fikret bey ve eşim Filiz’i Gürbüz ailesine tanıştırma görevini ben üstlendim.Doğal olarak hemen kaynaştık tabii.Ülker hanımın ikramı börekler ve çaylar eşliğinde sohbetimiz düşündüğümden daha uzun sürdü.Tesadüfe bakın ki Ülker hanım da yıllar önce Aydın lisesinde edebiyat öğretmeni olarak görev yapmış ve dolayısıyla aynı liseden yeni emekli olan Fikret bey ile ortak tanıdıklarının çıkması sohbetin biraz da bu yöne kaymasına sebep oldu.Ülker hanım, bu tarihi lisemizin geleneksel olarak yapılan pilav gününde Aydın’a gelme sözü verdi. Mübadiller romanı hakkında görüşmeye geçtiğimizde Yılmaz bey öncelikle bazı kitapların  isimlerinden bahsederek bu eserlerin muhakkak okumamız gerektiğini hatırlattı. M.Tayyip Gökbilgin’in ‘’Rumelide Tatarlar,Yörükler ve Evlad-ı Fatihan’’,Cengiz Dağcı’nın ‘’ Yurdunu kaybeden Adam’’ ve Onlar da İnsandı’’,Prof.Dr.Osman Turan’ın ‘’    ‘’ kitaplarını örnek olarak verdi.. ‘’Büyük boyda ve tam 761 sayfa olan‘’Mübadiller’’romanının hikayesinin, bizzat Yılmaz Gürbüz , babası ve dedesinin yaşanmış öyküsü olduğunu öğrenmek hepimizi çok etkiledi.Yazarımız ,romanda geçen olaylar ve kişiler hakkında sorduğumuz tüm soruları içtenlikle cevapladı.Bu kadar kapsamlı , en ince detaylara kadar işlenen bir romanın yazarı olarak kendisine hayranlığımızı yineledik ve tebriklerimizi ilettik.  Atatürk ve annesi Zübeyde hanımı konu alan yeni eseri ‘’Selanikten İzmire’’ adlı kitabı hakkında da bilgiler veren Yılmaz Gürbüz’e ben de Samsun Mübadele Derneği Genel Sekreteri Akın Üner’in ‘’Çalı Harmanı’’ romanını hediye ettim.Çok samimi bir ortam içinde geçen sohbetimizi bitirmek istemiyorduk ama artık ayrılma vaktimiz gelmişti.Kendisine ailesi ile birlikte sağlıklı ve mutlu bir hayat sürmesi,daha nice eserler vermesi dileklerimizle vedalaştık.Yaşanmış bir Mübadele öyküsü olan ‘’Mübadiller’’ romanını tüm kitapseverlere şiddetle tavsiye ediyorum.

                      Yeniden görüşmek üzere..                                                                  

                     

                      Hüseyin YILMAZ   14.10.2011   Aydın

BİR GÜNDE İKİ BULUŞMA BİR GÜNDE İKİ BULUŞMA Reviewed by Mubadil09 on 01:18 Rating: 5

1 yorum:

  1. İNSANOĞLU KUŞ MİSALİ…
    Seneler önce gidip gezmek ve görme fırsatı bulduğum
    Güneydoğu Anadolu bölgesini bu defa eşimle birlikte yeniden keşfettik.8 Gün
    süren ,yaklaşık 10 ilimizi gerek konaklayarak gerekse içlerinde verilen serbest
    zamanlarda gezmek suretiyle gidiş dönüş toplam 4000 Km yol yaptık.Bir
    turizm acentesi ile gerçekleştirdiğimiz gezi turumuzda bölge hakkında çok
    deneyimli ve bilgili olan rehberimiz sayesinde yeni yeni bilgiler
    öğrenmenin,gezilen yörenin folklörik değerleri,yemek kültürü,tarihi,coğrafi
    özelliklerini öğrenmek ve sıcakkanlı insanları ile ile tanışma ,sohbet etme
    şansı yakaladık.Bazen verilen serbest zamanlarda gruptan ayrılarak gittiğimiz
    şehirlerin tematik müzelerini de gezmeyi ihmal etmedik.Her şey çok güzeldi.
    Gezi rotamız ve konakladığımız il merkezlerinde (HatayAntakya,Gaziantep,Mardin,Diyarbakır,Adıyaman ve Nevşehir-Ürgüp)
    önyargımız ve bazı çekincelerimizin boşa olduğunu ,bölgenin her yerinde
    hayatın normal seyir ettiğini,insanların işinde gücünde ,hareketli,dinamik
    olduğuna şahitlik ettik.Yollarda sık sık güvenlik tedbirlerine rastladık tabii
    ama bu noktaların çoğunda durdurulmadık ve böylece fazla zaman kaybımız
    olmadı.Yollar çok güzel,konakladığımız oteller tıpkı batıda olan oteller kadar
    konforlu ,bakımlı , personelleri güler yüzlü ve yardımseverdiler.Yani, bölgede
    turizmin değeri anlaşılmış ve bu yoldan bölgeye canlılık geleceğini kabul
    edilmiş gibi görünüyor.İnşallah şu terör belası tamamen bittikten sonra
    buralarda turizm patlaması yaşanacaktır diye düşünüyorum.Gerçekten de
    ülkemizin görülmesi ve gezilmesi gereken tarihi,doğal ve turistik o kadar güzel
    yerleri var ki sadece bu gezimizde gördüğümüz yerleri anlatmak ancak başka
    yazılarımızın konusu olabilir.
    Antep ilimize ‘’Gazi’’,Urfa ilimize ‘’Şanlı’’,Maraş ilimize de
    ‘’Kahraman’’ unvanlarının boşa verilmediğini ,okuduklarımızın
    dışında,rehberimizin anlattıkları ve bizzat il merkezlerinde gezerken bir kere
    daha anlamış olduk.Özellikle Gaziantep’te ve Kahramanmaraş’ta
    belediyelerce yapılan tematik kent müzelerine hayran kaldığımı belirtmeden
    geçemeyeceğim.Kurtuluş savaşımızda işgal kuvvetlerine karşı verilen ve bin
    bir yokluk içinde yapılan mücadelelerin canlandırıldığı kent müzelerinin
    bölgeye gidenlerce muhakkak gezilmeleri gerektiğini vurgulamak isterim.
    Aydın’ımızda da benzer bir müzenin yapılması en içten dileğimdir.İnşallah
    önümüzdeki dönemlerde ilimizde veya ilçelerimizde böyle müzelere
    kavuşuruz.
    Gezimizde en çok etkilendiğim iki yerden de bahsederek yazımı
    sonlandırmak istiyorum.Birincisi Şanlıurfa’nın 12 km doğusunda kazıları halen
    devam eden ve bilenen insanlık tarihini alt-üst eden ‘’Göbeklitepe’’
    tapınağı.10.000 Yıl önce yapıldığı tarihlenen ve daha sonra bilinemeyen bir
    nedenle tamamen toprağa gömülen tapınak gizemini koruyor.Kazı alanlı
    şimdilerde ziyarete açık.Merakllılarını internet arama motoruna
    ‘’Göbeklitepe’’yazarak incelemelerini salık veriyorum.Diğer bir dünya
    mirasımız ise Adıyaman Kahta sınırları içindeki ‘’Nemrut’’ tümülüsü.Güneşin
    batışını burada izlediğimiz ve dünyanın her yerinden ziyaretçilerin geldiği
    ancak çıkışının belli yaş üzerindekiler için zorluk derecesinde olduğunu
    hatırlatmadan geçemeyeceğim.Her şeye rağmen sağlık sorunu olmayan
    herkesin gitmesi ve görmesini tavsiye ediyorum.
    Yazı başlığımda söylediğim gibi ‘’İnsanoğlu Kuş Misali’’. 8 Gün
    süren bir gezimizi bitirdik ve evimize döndük.Otobüsle yapılan ve proğramı
    oldukça yoğun olan gezimiz bayağı yorucu oldu ama her şeye değerdi
    doğrusu.Şu anda gezi anılarımız ile halen oralarda geziyor gibiyim.Zamanı
    ,imkanı ve öncelikle sağlığı müsait olan herkese böyle bir geziye katılmalarını
    ve ülkemizin değerleri ve güzelliklerini bizzat yaşamalarını diliyorum.
    Hüseyin Yılmaz 25.09.2018 Aydın

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.